Günlük Yorum Etkinliği 10.07.2018
Dün paylaştığımız yazıda oy verilen kullanıcılar;
@kagantrky
@kamuhuzuru
@propofol
@burakdogusoy
@mucar38
@thales7
@bntcamelo
@captainsailor
@jorgebgt
@tekeliferhat
Kurallar:
- Mümkün olduğunca basit tutmak istiyorum. Bunun sizden her gün resteem isteyemem, fakat resteem yapanlar için 2 yorum yapmış gibi değerlendireceğim. Günde 10 yoruma oy vereceğim. Bunları hem sizin beğenilerinize göre hem de kendi beğenilerime göre değerlendireceğim.
1. Yorum bırakmak.
İnsanlar, hayallerindeki mesleği mi seçmeli yoksa hayat şartlarını düşünerek bir seçim mi yapmalı?
Bildiğiniz gibi üniversite sınavına girildi ve şimdi bir tercih dönemi gelecek. Sizce bu liseli arkadaşlar, üniversite seçimlerini yaparken hayallerindeki mesleği mi seçmeliler yoksa alacakları maaşı ve toplumsal statüyü düşünerek, bu ve bunun gibi etmenleri düşünüp hayat şartlarına göre bir meslek mi seçmeliler? Maaş mı, hayaller mi?
40 Steem Ödüllü Yarışma'ya katılmayı unutmayın!
Yarın görüşmek üzere.
Birkaç arkadaş çok güzel yazmış ben de bir şeyler söyleyim bu konu hakkında;
Öncelikle hayal edilen şeyin bazı gerçeklere de dayanması gerekiyor. Safi bir hayalin peşinden koşmak çoğu zaman insana bir şekilde zarar verir. Daha materyalist bir şekilde yaklaşıp hayallerini de ona göre seçmeli insan. Eğer ki böyle yapıldığını varsayarsak kesinlikle hayallerindeki mesleği seçmeli.
Ben şu an elektrik elektronik mühendisliği okuyorum fakat içimde koca bir uktedir ODTÜ - Biyoloji... Evet, biyoloji bölümü ile kıyaslandığında iş bulma imkanım çok daha fazla olabilir fakat sevdiğim ve istediğim bir yerde olmuş olsaydım hem okurken hem okuduktan sonra buraya göre çok daha başarılı olabilirdim diye düşünüyorum.
Benim hayalimdeki meslek veterinerlikti. Türkiye şartlarını düşünerek bundan vazgeçtim. İleride pişman olacağımı da düşünmüyorum. Şu anda bile çok mutluyum.
Denizcilik bana daha çok uyuyormuş. Bunu da bana hiç bir hocam, rehber öğretmenim söylemedi söyleyemezdi de.
Benim gençlere önerim şu olur;
Aksi halde mutlu olmak mümkün değil. Üniversite hayatınız da asosyal geçer, iş hayatınızda da mutlu olamazsınız.
Bu dünya para üzerine dönüyor. İşinde en çok mutlu olduğunu idda eden kişinin maaşını azıcık düşürün, anında tepki vereecektir.
Herkes maaşının artmasını ister.
Ayrıca kişisel ilişkilerde de aşk bir yere kadar götürür. Para yoksa o ilişki ne kadar canım cicim aşkım çiceğim böceğim de olsa, kavgalardan ve geçim sıkıntısından dolayı çekilmez hale gelecektir.
Üzgünüm fakat günümüzün gerçeği budur.
Ben bu konuda kendi yaptığımı tavsiye ediyorum gençlere. Kesinlikle hayallerindeki mesleğin peşinden koşmalılar. Neden diye soracak olursanız. İnsan hayalindeki mesleği, mutlu olduğu şeyi yaptığında ona iş gözü ile bakmıyor. En azından ben işime o gözle bakamıyorum. Çünkü zevk alıyorum severek yapıyorum. Tabii ki hayat şartları önemli, geçimini sağlamak için iyi gelir sahibi olmalı insanlar. Fakat bu sefer hayatları zehir olabilir. Ben kendim üzerinden örnekler vericem daha iyi anlatmak için bu konuyu. Ben küçük yaşlarda önce öğretmen olmak istediğimi söylüyordum. Daha ilerledikçe akademisyen olmak istemeye başladım. Tabi o zamanlar akademisyen nedir ne işler yapar bilmiyorum. Bildiğim ünversitede öğretmenlik yapmaktı. öğretmenlerin ööğretmeni olmaktı kısacası. Yaşım büyüdükçe de araştırarak okuyarak hakkında daha çok şey öğrendim. Öğrendikçe hayallerim büyüdü. Sonunda öğretmen oldum. İşimi yaparkenki mutluluğum anlatılamaz yaşanırdı. 5 senedir satranç antrenörlüğü yapıyorum. 5 sene önce 6-10 yaş arası çocukların öğretmenim diye boynuma atlamaları, peşimde dolaşmaları ve tenefüslerde dahil bir şeyler öğrenmeye çalışmaları beni o kadar mutlu etti ki daha eğitim fakültesinden mezun olmadan doğru mesleği seçtiğimi anladım. Öğrenciliğimdeki geçim yolum satranç antrenörlüğüydü. Hala da öyle. Fakat hiç bir zaman ağzımdan derse giderken işe gidiyorum, çalışmaya gidiyorum vb. kelimeler çıkmadı. Her zaman için okula gidiyorum, kulübe gidiyorum, dersim var tarzı kelimeler kullanırım. Çünkğ insan severek yaptığı şeye iş demek istemiyor. Zaten bunu yaparsak işimizin hakkını vereceğimi de düşünmüyorum açıkçası. Yaptığımız işin her zaman en iyisini yapmalıyız. Bu da onu sevmekten geçer. Yoksa sadece geçim kaynağımız olduğu için, para kazanmamız gerektiği için zorunlu olduğumuz için yaparsak işimizi ne kendimizi memnun edebiliriz, nede karşımızdakileri memnun edebiliriz. Şu an hayallerimin peşinden koşmaya devam ediyorum ve akademisyen olabilmek için yüksek lisans yapıyorum. Bununla da kalmayacağım doktora var daha sırada. Ben hayallerimin peşinden koşuyorum ve mutluyum. Sizlere de hayallerinizin peşinden koşmayı ve bu doğrultuda çalışmanızı tavsiye ediyorum. Ömür boyu mutlu olmak için, pişman olmamak ve keşke dememek iççin sevdiğiniz işi yapın...
merhaba hayat şartları zor oldugu için ilk başta düşünülen seçim maaş olarak belirleniyor ama daha sonraları bir çogumuzda görüyoruzki insan çok parada kazansa içinden gelmediği için gerçekden istedigi iş olmadığından dolayı bir süre sonra hata yaptığını anlıyor ve işini bırakıyor ve harcadıgı zaman kaybı oluyor bu yüzden böyle bir durumla karşılaşmamak için benim fikrim en başından herkezin sevdiği işi yapmasıdır severek yapılan her işte elbet bir gün insan istediği yere zaten gelir yaptığın işi sevmek ve sabretmek en doğrusu..
Elbette meslek seçimleri hayallere göre olmalı. İnsan sevmediği işte hem mutlu olamaz, hem de başarılı olamaz. Hayat sanıldığı kadar da uzun değil. Hayatı mutlu geçirmekten daha önemli ne olabilir ki? Sevdiğimiz ve kendimizi mutlu hissettiğimiz alanı seçtiğimizde başarı da gelir, zengin etmese de maddi kazanç da sağlanabilir. Kişisel kanaatim, sadece hayallerinin peşinden koşan ve denemekten asla vazgeçmeyen insanlar bu dünyada iz bırakabilir ve bizi geleceğe taşıyabilir. Maaş için sevmediği mesleği yapmayı seçenler için üzgünüm gerçekten. Tüm hayatları mutsuz ve monoton şekilde geçip gidecek.
Bizim ülke insanının hayalleri kutsal ve masumdur.Ülke gerçeğimiz çoğunlukla bu kutsal ve masum olan hayalleri öldürüyor.
Eğer hayallerimize imkan veren %20 lik mevcut şans veya imkana sahipse hayallerine yürümeli,değilse maaş gibi olgulara yönelmelidir.Bu ikisini birleştirebiliyorsa ne mutlu o kişiye..
Üniversite meslek kazandırmaz vizyon kazandırır ve hiç bir hayal üniversitede bir bölüm okuyarak gerçekleşmez. Meslek zamanla oluşur. Mesela mühendislik bir meslek değildir yahut işletme bir meslek olamaz ama ciddi vizyon kazandırırlar ve bu vizyona göre mesleğiniz şekillenebilir. Öncelikle para kazanmak için çalışmak kesinlikle insan doğasına aykırı. Ama sistem böyle. Bu sebeple çok severek yapacağınızı düşündüğünüz asgari ücretli bir işi mi tercih edersiniz yoksa 10 katı kazanabileceğiniz ama hani çok keyif almayacağınız bir işi mi diye insan kendisine sormalı. Bu soruya verilen cevap eğer babadan çok zengin değilseniz ve para kazanmaya ihtiyacınız olacaksa tabii 10 katı kazanılabilecek yolu seçersiniz. Ama dediğim gibi, doktorluk gibi bir bölüm okumayacaksanız üniversite vizyondur. Bu sebeple bölümden önce vizyon kazanacağınız üniversite seçimi yapmanızı tabsiye ederim. Vizyon kazanarak bir yaşam ve bir iş sahibi olup dikkate değer bir maaş kazanırsanız ve gerçekten hayallerinizi süsleyen uğraşlar varsa onları da aynı zamanda yapabilirsiniz.
Eğer Hayalindeki meslek, hayati ihtiyaçlarını kimseye muhtaç olmadan yaşayabilecek kadar getirisi varsa elbette hayalindeki meslek seçilmeli, Ama Günümüzde hayat şartları zorlaştığını hepimiz biliyoruz. Bu durum bizim sevdiğimiz değilde getirisinin çok olduğu mesleklere yönlenmemize sebep oluyor. Bazen de ön yargı ile yaklaştığımız işte hiç sevmiyorum diyebileceğimiz meslekler bize sonradan iyi ki bu mesleği seçmişim dedirtebilir.Mesela ben Anestezi teknikeri olarak çalışıyorum, adını ilk defa tercih ettiğim bir bölümdü çok ön yargılıydım ve korkuyordum, hatta stajerken ilk girdiğim ameliyatta gözlerim kararmıştı ve gözlerimi dinlenme odasında açmıştım :) :).
Çalıştıkça sevmeye başladım mesleğimi. Sevdiğimiz veya şartlarının iyi olduğu mesleği seçebilmek çok lüks geliyor bu devirde. Daha çok ülkemizde insanlar seçmek değilde kader nasıl tecelli ederse zamanla ona uyum sağlıyor. :)
Bence herkes realist düşünmeli.
A ve B planlarıda düşünülmeli ki B planı büyük ihtimal sizin hobiniz olacaktır.
Nasıl ? Derseniz diyelim ki siz bir mimar olmak istiyorsunuz fakat gitar da çalıyorsunuz.Mimarlık A planınız olsun Müzik ise B mimarlığı gerçekleştiremezseniz yani bir sıkıntınız çıkarsa müziğe yönelirsiniz ki müzik,resim , tiyatro gibi sanatsal aktivelere daha da tutkuyla bağlanır elbette sizin bir tanesine karşı tutkunuz var fakat farkında değilsiniz burada da size düşen iş kendiniz tanımak olucaktır.Nerden geldim? nereye gidiyorum? nasıl bir hayatım olucak? cidden bunu yapabilir miyim? bunu yaparsam mutlu olur muyum? sorularını kendinize sormanız ve samimi bir biçimde cevaplamanız gerek . elbette hayat devam ediyor . hayallerinizin peşinden gidin fakat her zaman 2. bir tutkunuz olsun ne olursa olsun kenarda dursun ve onu da aksatmayın eğer 2. bir tutkunuz yoksa bulmanız gerekmektedir.
Tabiki hayalindeki meslek olmalı cevap ama gerçekten hayalindeki meslegin ne olduğunu biliyor muyuz onu netleştirmek gerekiyor. Doktor olmak isteyen parası veya rahatlığı için mi istiyor veya gerçekten hayal ettiği gibi rahatmi o ayrı bir konu ama hayalindeki mesleği seçip çok pişman olan gördüm aslında benim hayalim bu değildi diyorlar. Onun için insan hayal kurmadan önce araştırmalı veya kurduğu hayali araştırmalı ki sonradan pişman olmasin.
İkinci olarak sadece hayal kurmak yetmiyor ki eğitim sistemi seni o hayale ulaştıracak mı ? Ona bakmak lazım aslında bu sınav sistemleri yüzünden binlerce milyonlarca kişi hayalinden vazgeçmiyor. Birçok insan tanıyorum adam yazılım donanım çok güzel ancak türev integral yapamadığı için istediği bölümü okuyamıyor. Birçok örnek verilebilir kısa kesiyorum :) tşk ederim .
İnsanlar sadece sevdikleri şeyi iyi yaparlar bu yüzden kesinlikle hayallerinin peşinde kosmalilar
Tutkuyla sevdiğiniz işi yapın derim ben... Maaşı düşünerek seçilen meslekler mutluluk da getirmiyor özlenen maddi değeri de sağlayamıyor ne yazık ki...
Sabah işe gittiğinizde ayaklarınızın geri geri gitmeyeceği mesleği edinmeye çalışın, severek eğlenerek yaptığınız her iş sizi maddi manevi mutlu edecektir.
Para kazanmak amaç değildir, arzuladığınız hayatı yaşayabilmek için bir araçtır sadece..
Menzile varmak değil, yolculuktur aslolan.. O yolculukta neler yaptığınızdır bir de...
Kendinizi iyi tanıyın, ilgi, merak alanlarınızı doğru tespit edin, istişare edin, gözlemleyin, okuyun, araştırın ve toplumun size dayattığı algılara aklınızı kapatın lütfen...
Günün en az yarısını geçireceğiniz bir seçim yapacaksınız, her dakikasına lanet ederek geçirmeyin...
Hedefleriniz hayallerinizle gerçekler arasında bir yerlerde olsun, maksimuma değil optimuma bakın...
Umarım herşey gönlünüzce olur...
Sevgiyle kalın...
Kesinlikle hayalindeki mesleği seçmeli.Daha doğrusu, o işi yapmaktan her zaman mutlu olacağı, keyif alacağı, huzurlu olacağı mesleği seçmelidir.Diğer türlü zoraki seçilen meslek insana ömür boyu kahırlı günler yaşatacaktır.Zaten sevdiği işi yapan mutlaka başarılı olur ve karşılığını elbet alacaktır.
It is not pleasant to do that you do not like it, it has been shown that the more you like your work the less you see it as such, achieve personal satisfaction and improvements every day ... if you choose a profession by circumstance, in the long run you bored of her ...
have your work your passion ..
ikisini birbirine entegre şekilde karar vermesi her türlü açıdan mantıklı olacaktır. Kişi eğer bana bişey olmaz 1 dilim ekmek dahi olsa geçinirim diyorsa belli bir zaman sonra sevdiği işte iyi yerlere gelebilir.
mandıra filozofu olmak isterken sanayide tornacı olmak gibi bir şey bu