Aşağıdaki konulardan birini seçip minimum 20 kelimelik bir yorum yazınız. Her güzel yazıya upvote verilecek.
- Mart kedisi
- Mart kapıdan baktırır; kazma, kürek yaktırır
- Salvador Dali
- Mozart
- Sigara VS elektronik sigara
- Peri ❤
- KOAL
Hangi konuyu seçtiğinizin bir önemi yok. Bu posta upvote verip, 20 kelimelik veya daha uzun bir yorum yazmanız durumunda oy verilecektir. Yaptığınız yorumu markdown ile daha güzel görünür hale getirmeniz, link, resim ve video ile süslemeniz güzel olur. Alacağınız oyun değeri bunlara göre artabilir. Katılım 30 kişi ile sınırlıdır.
20 kelimelik yazıya örnek: "@sorucevap hesabından sorular paylaşmaya başladık. Verilen cevaplara imkanlar ölçüsünde, beğeniye göre oy veriyoruz. Oylama oranları hesabın oylama gücüne (VP) göre ayarlanıyor." (@anadolu hesabından alıntılanmıştır.)
NOT: Gelecek hafta itibariyle yorum etkinlikleri düzenli olarak yapılacak ve sadece kayıtlı kişiler yorum etkinliklerinden faydalanabilecek. Kayıt için itibar puanınıza göre bir ödeme alınacak. Toplanan SBD ile power up ve delegasyon alımı yapılacak.
Serin bir ilkbahar sabahı, kuş sesleri eşliğinde uyandım, bir de mahallenin çapkın "mart kedisi"'nin sesi. Hiç durmadan miyavlıyordu. Dayanamadım, bu soğukta aldım içeriye. Artık yakacak odun da kalmamıştı, bir şekilde ısınmalıydım. Ne demişler "Mart kapıdan baktırır; kazma, kürek yaktırır" misali aldım duvardan "Salvador Dali"nin resmini attım sobaya. Mart kedisi ile beraber biraz ısınmaya çalıştık. Sessizliği bozmak adına açtım radyoyu ve en sevdiğim klasik müzik kanalını. "Mozart" eşliğinde sobanın karşısında oturup bir "Sigara" yaktım. Kuru bir öksürük tuttu, attım sobaya. Şu bahsettikleri "elektronik sigara"dan almak lazım dedim kendime. Derken bir baş dönmesi, sanırım bayılıyorum....
Gözlerimi açtığımda sis, duman içerisinde bir silüet gördüm.
-"Peri" mi bu? diye sordum kendime.
Meğer şoktaymışım, sobanın karşısında uyuya kalmışım ve ufak çaplı bir yangın çıkmış. Kendimi "KOAL" ekibinin ellerinde buldum. Teşekkürler KOAL.
Son...
hikâyen çok iyi olmuş, bize söyleyecek söz bırakmamışsın neredeyse:))
ama benim salvador dali'nin resmini sobaya atmasaydın yazık olmuş:))
Yok yok atmadım, adı üstünde hikaye 😀 biraz farklı yaklaşayım dedim yorum etkinliğine 😅
çok iyi olmuş:))
Koal hakkında:
Ümit ediyorum ki, koal grubu kalitesini kaybetmeden, daha da büyüyerek yoluna devam edecektir.
Koal discord Kanalı
source
Salvador Dali deyince zihnimde ilginç bıyıklı garip biri canlanıyor:)
diyor çılgın İspanyol ressam:)
hemen hemen her resminde farklı objeler göz kırpar bize; kiminde minik karıncalar kol gezerken kiminde de erimiş peynirli saatler zamanın beyhudeliğini haykırır yüzümüze:)
source
dedikten sonra deli gibi, 200 civarı boş tuvale imzasını atmış ölmeden önce:)
o kadar deli dedim ama kendisinin ifâdesiyle yorumuma son vereyim,
Peri hesabını seviyorum. Samimi buluyorum aslında. Ne istediğini ne yapmaya çalıştığını bilen bir proje. Seffaf ve kelime oyunlari, kural oyunları yapmıyor. Bu tarz projeler, insanların birbirleri ile iletişiminin güçlenmesini sağlıyor.
Periyi takip eden, perinin takip ettiği gönderiler ilgimi çekiyor. Sırf sbd için değilde, ortaya güzel birşeyler çıksın diye içerik üretiyor insanlar. Bunun tadı bir başka oluyor bence.
Periyi sevin, periye SP verin. :D
bu sitede güzel, uğraşılmış, özgün içerikleri öne çıkarmamız gerekiyor. hem yazan kişinin motivasyonu azalmasın , hem yazı daha fazla kişiye ulaşsın, hem de yazarı (eğer hakediyorsa) daha fazla kişi takip edebilsin diye koal'deki #avlamaca kanalına yazılar bırakmak gerçekten hoşuma gidiyor.
artık elimiz diğer sosyal medyalara gitmiyor, dolayısıyla bu sitede günde 5 veya 10 tane kaliteli içerik okusak yanımıza kar kalır. insanlar zamanlarını, emeklerini, kültürel birikimlerini bu yazılara sığdırıyorlar. steemit'e gelen her yeni kullanıcının bir değer oluşturmasını istiyorsak eğer, bu yazıları yazan insanlara da değer verdiğimizi göstermemiz gerekiyor öncelikle. her hesabın açık olduğu, her hareketimizin takip edilebildiği bir platformda bizler de apaçık, yalın, doğru, direkt ve net olmalıyız diye düşünüyorum. diğer sosyal mecralardaki inandırıcılık yoksunluğu burada olmamalı. insanların yazılarını kendiniz yazmışçasına sahip çıkın, beğenin ve önerin. teknolojide, 2 cihaz arasındaki veri aktarımının düşük teknolojili cihazın anlayabileceği şekilde yapılması örneğindeki gibi. eğer biz anlayabildiğimizi göstermezsek karşı tarafa, o bilgi akışı da haliyle sağlanamayacak.
Sigara vs Elektronik Sigara
8 senedir sigara içen ,bu sene elektronik sigara ile tanışan biri olarak ;
Sigaranın zaten ne mal olduğunu hemen hemen herkes biliyor onun için ben size elektronik sigaranın artı ve eksilerini anlatacağım.
1- Koku yapmaz.Hatta güzel şekerimsi kokar genelde
2-Mali olarak sigaraya göre avantajlıdır en başta cebinizden biraz fazla para çıkar ancak zaman içerisinde kendini amorti ettirip kara geçtirir.
3-Aroma yelpazesi geniş olduğu için farklı tatlar almayı ve içtiğinizden zevk almayı sağlar.
4-Sağlık konusunda araştırdım sigaraya göre kat ve kat iyi.
5-Nicotin ayarlaması yapılabildiği için sigarayı bırakmaya yardımcı olunabilir.(Ama tavsiyem bırakacaksanız direk bırakın.)
1-Genelde iyi cihazlar biraz büyüktür ve cepte taşınması eziyet olabiliyor.
2-Elektronik bir alet olduğu için temizlik ve bakımı çok önemlidir.
3-Ülkemizde satımı yasak olduğu için temin etmesi ve kaliteli likit bulması çok zor.
4-Piyasa da bir denetleyici yok bu da sahte likit ve cihazların sayısını çoğaltıyor.
5-Likit yaparken dikkat edilmesi gerekiyor kullanılan malzeme kaliteli olması gerekir ama buna dikkat etmeden likit yapan çok insan var .
Aklıma şimdilik bu kadar geldi umarım az da olsa birşeylerin aydınlanmasını sağlamışımdır.
La Casa De Papel isimli diziyi duymuşsunuzdur sanırım orada soyguncuların gizlenmek amacıyla kullandıkları maskeler de Dali suretindeydi. Bunun altındaki düşünce hatta genel olarak dizinin vermek istediği düşünce çok sağlam bir konuya parmak basıyor aslında. Diziyi izlemeyen varsa kesinlikle izlemesini öneririm.
Soygunun son saatleridir ve artık işleri bitirip kaçış planlarına uyarak oradan çıkmaları gerekmektedir. Tam bu sırada üyeler arasında şu konuşma geçiyor,
'1 milyon dolara son 10 bin kaldı onu da basmak için makinelerin 5 dakika daha çalışması gerekiyor az daha bekleyelim' diyor Nairobi.
Buna karşılık Berlin 'Biz buraya bir amaç uğruna geldik ve bu amaç rakamlara bağlı değil' gibi sözler ederek parayı bastırmıyor.
Soygun tamamlanıyor ve aradan geçen 1 yıl sonrasında haberlerde şu sözler söyleniyor.
'Büyük soygunun üzerinden 1 yıl geçti ve çalınan 1.5 milyon dolardan fazla paranın hala bulunamadı.'
Koal. Şöyle ki, insan samimi bulduğu insanlarla bir olunca daha rahat oluyor. Fikirler üretiyor, sorularına cevap buluyor daha kolay uyum sağlıyor. Buranın garip bir durumu var. Steemit'in. Biraz gezince, arkasındaki fikri görünce, uyum sağlayınca diyorsun ki daha değerli olmalı burası, içerikler çöp gibi olmamalı. Bir değer üretme derdine düşüyorsun. Takip edilecek güzel hesapları, iyi postları ararken buluyorsun kendini. Buldukların kendine kalmasın istiyorsun, insanlar okusun, değerlendirsin ve bu yazı karşılıksız kalmasın. Bir hazine bulmuşsun da değerini kimse bilmiyor gibi. Koal'de bir yer var, avlamaca deniliyor buraya ve burada, bulduğumuz hazineleri sergiliyoruz.
Martmı, kapımı? Ben anlamıyorum ki sizi. Mart bana göre bir rakam ile ifade edilen bir kelime. Kapı ise lojik kapılar. Hani or, and xor felan filan.
Gelin birlikte kod yazalım, kazma kürek uğraştırıcı işler. :)
Qubitler gelince kapılar çoğalacak feroniooooo, ceronimooooo...
Dali bunu görse asıl sürrealistler sizsiniz der şapka mı çıkarırdı yoksa ağzına geleni dolu dolu söyler miydi bilemem. Bıyıklarını burup kaldırdıktan sonra öyle durması için limon mu sürüyordu onu da bilemem. Bildiğim tek şey var o da şu:
İyi ki Dali'nin "Great Masturbator", "The Enigma of William Tell" gibi eserlerinden esinlenmemişler. Vallahi komik değil ya, heykel desen değil, sanat desen değil, kamusal alanda mobilya kullanımına yeni yaklaşım desen -bu komik- değil. Neyse en azından açık havada saatin üzerine iki sinek konar, karıncalar üzerinde dolaşırsa gülümsetir.
Görselin doğruluğunu kontrol etmedim. Datça'da değilse bir yerlerde kesin var bu :(
Datça Belediyesi tweeted @ 20 Mar 2018 - 17:15 UTC
Disclaimer: I am just a bot trying to be helpful.
Amatör bir çizer olarak düşüncem, Salvador Dali'nin (onedioda okumuştum) sekreterlerinin maaşlarını çizim yaparak ödeyip, onları milyoner etmesi, yemek hesaplarını ödemeyip karikatürlerle daha değerli hale getirmesi çok iyi değil mi ya ?
kaynakMart kapıdan baktırır; kazma, kürek yaktırır cümlesiyle bir Adanalı olarak yirmi yaşımda tanıştım. Komik gelmişti çünkü biz mart ayında su savaşları yapardık. Şimdi İstanbul'da yaşıyorum ve "mart kardeş, bari kapıdan baktırsaydın yahu" dediğim yıllar oluyor...
"Konuma başlamadan yazmak isterim.Sigaranın her çeşidi zararlıdır."
"Kamu spotumuzu da verdiğimize göre konumuza giriş yapalım."
SİGARA VS E.SİGARA
Birçoğumuz sigaraya lise döneminde başlamışızdır.Hala o tuvalette içtiğim sigaranın tadı farklıdır.Elektronik sigara bu anı size yaşatmaz!
O dönemler ilk aşklarımızın,ilk ayrılıklarımızın dönemidir.Akşam olur sevdiceğini düşünürsün ve ailenden gizlice bir sigara yakarsın ve efkar dağıtırsın.Elektronik sigara efkar dağıtmaz.
Askere giderken sigara içiyorsanız cebinize bir paket sigara bırakırlar.Askerde nöbet yerinde yasak olduğunu bile bile o sigarayı bir icat bulup yakarsın.Ama elektronik sigarayı yakamazsın.
Akşam oldumu bir kadeh rakı koyarsın.Kimi zaman bir türkü ile,kimi zaman memleket meselelerinde ve yine yeniden efkarlandığında o rakının yanına bir sigara daha yakarsın.
Anlayacağınız o lanet olası ateş bir çok yerde bizim elimizde yanar.
Eğer rahat ve koku sorununuz varsa,ayrıca paylaşmayı sevmiyorsanız elektronik sigarayı kullanabilirsiniz.
"Son cümle mizah amaçlıdır"
Çok kibarca reklam yapıyorsunuz :)
Aslında ben de farkettim.Hafifce bir reklam olmuş 😄
Salvador Dali, sürrealist ressamlardan biridir. Kendisi için "Sürrealizm benim" demiştir. En meşhur tablosu olan Belleğin Azmi'ni 1931 yılında yapmıştır.
Kaynak
Bu gün 21 Mart Bahar Bayramı, beni hep umutlandırır bahar. Eskiden daha da güzeldi ne yalan söyleyim. Ağır geçen kıştan sonra bir damla da olsa güneşe hasret kalırdık. Mart ayının başlarında güneş tepeden parıldardı ve hep o klasik atasözü söylenirdi: Mart kapıdan baktırır; kazma, kürek yaktırır.
İnanmayın derlerdi büyükler, bu hava aldatıcı asıl kış daha bitmedi, söyledikleri gibi de olurdu: bir kar bir soğuk güneşe aldanıp da çiçek açan ağaçların çiçekleri yanardı, ama şimdi nerde... Bu sene doğru dürüst bir kış yaşamadık kar da yağmadı öyle aman aman.
Eskiye duyulan özlem giderek daha da artıyor bende, bilmem neden kışı bile özlüyor insan..
Mart kapıdan baktırır Kazma kürek yaktırır
Mart ayının son günlerine geldiğimiz bugünlerde tercih edilebilecek bir söz diye düşündüm. Küresel ısınmanın son yıllarda daha çok hissedilmesiyle geçerliliğini biraz kaybettiğini söyleyebilirim. Ama ülkemizin Doğu kesimlerinde soğuğu daha çok hissedebileceğimizden bu bölgeler için daha doğru bir söz 😎
Bugün İstanbul çok fenaydı :(
Elektronik sigara adeta sigara içenler için bir oyuncak gibi. Ne sigara ile eşdeğer ne de hiç içmemiş kadar temiz kalabiliyorsun. Çocukları avutmak için ellerine tutuşturulan oyuncaklar gibi görüyorum. Bir dönem ben de kullandım, o yüzden böyle rahat konuşabiliyorum. Onun yerine ya sigara iç, ya da dumanla ilişkini hepten kes daha iyi.
Çoğu kisi tarafindan bilinir ki Mozart Türk marsi adi altinda bestesi mevcuttur. Peki bu marşı neden bestelemistir. Sebebi ise şudur :
Türklerin Avrupa’da hayranlık uyandırdığı yıllarda, Mehter Marşı’ndaki ritimden esinlenmiş Mozart, 1783 yılında 11 numaralı la majör piyano sonatı’nın (K. 311) 3’üncü bölümünde “Ronda alla Turca” (Türk Marşı)’nı besteler.
Takım çalışması önemlidir. Takım ruhunu benimsemek ve buna göre çalışmak daha da önemlidir.
Herkesin istediğini yapabileceği bir yerde elbette hiç kimse istediğini yapamaz.Erişmek istedikleri için bir hedefi olmayanlar ise, çalışmaktan zevk almazlar.
Kayıttaki ters orantılı durum, oylamada da olabilir sanki ;)
Anlaşılmadı :)
cümlesinden, puanı çok olan tecrübeli üyelerden 10 lira alınıyorsa,
puanı az yeni üyelerden 7 lira alınacak gibi anladım.
Oylama yapılırken de bu ters orantı dikkate alınabilir demek istemiştim;
Yazısı oylanacak üyenin puanı düşükse %80 ile, puanı yüksekse %20 ile oylanabilir.. gibi
Çok mantıklı :)